İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, geçtiğimiz hafta Washington’daki ABD Kongresi’nde senatörlerin ayakta alkışlamasıyla karşı karşıya kaldı. Netanyahu Kongre’ye yaptığı açıklamada, “İsrail, Hamas’ın askeri yeteneklerini tamamen yok edene kadar sürdürecek. Bu tam bir zafer anlamına gelir.” dedi. Bu utanç verici anlara Türkiye dahil dünyanın dört bir yanından gelen tepkiler üzerine Meclis fotoğrafının Nazi döneminde çekilmiş bir fotoğrafa benzerliği gündeme geldi.
Washington’daki ABD Kongresi’ne katılan İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, burada bir konuşma yaptı. Netanyahu, konuşması sırasında parlamento senatörleri tarafından ayakta alkışlandı. Gazze’deki katliamların suçlusu kendisi değilmiş gibi aylarca senatörlerin memnuniyetiyle karşılaşan Netanyahu, ABD’ye başvurmaktan çekinmedi. ABD’ye çağrıda bulunan Benjamin Netanyahu, “Bize hızla gerekli araçları verin, biz de bu duruma hızla son verelim.” dedi.
“Tepkisini pankartla dile getirdi”
Yıllar önce Nazizm’in suç ortağı üyelerinin Führer’i selamlama görüntüsü ile Demokrat Parti üyesi Rashida Tlaib’in dün Kongre’de açtığı pankart arasındaki benzerlik dünya çapında sıcak bir konu haline geldi. Netanyahu ABD Kongresi’nde konuşma yaptığı sırada Demokrat Parti üyesi Rashida Tlaib “Savaş Suçlusu” yazan bir pankart açtı.
NETANYAHU UZUN ZAMAN ALKIŞLANDI
Benjamin Netanyahu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
“Bana bu onuru verdiğiniz için size teşekkür ederim. Bir dönüm noktasındayız. Ortadoğu’da İran terörü İsrail’i ve ABD’yi hedef almakta. Bu bir medeniyetler çatışması değildir. Barbarlıkla medeniyetin çatışmasıdır. Bu çatışma, yaşamı onurlandıranlarla ölümü kutsayanlara karşıdır. Medeniyetin kazanması adına İsrail ve ABD’nin birlikte durması gerekiyor.
Çünkü yan yana durduğumuzda çok basit şeyler ortaya çıkıyor. Bu bizim kazandığımız, onların kaybettiği anlamına geliyor. Ve dostlarım, bugün size şunun sözünü vermeye geldim: “Kazanacağız.” 7 Ekim sonsuza kadar hatırlayacağımız bir gün. Bu bir Yahudi bayramında oldu. Güneşli bir gündü ve tek bir bulut bile görünmüyordu. Binlerce İsrailli kutlama yaptı. Bir anda cennet cehenneme döndü. 3.000 Hamas teröristi İsrail’e girdi. 1200 vatandaşı katlettiler. Bunların arasında Amerikalılar da var. Kadınlara tecavüz ettiler. Adamların kafalarını kestiler. 250 kişiyi karanlığa sürükledi. İsrail 145 kişiyi eve getirdi. Bunların çoğu ameliyatla elde edildi. Kurtarılan rehinelerden biri burada eşimle birlikte oturuyor.
7 Ekim sabahı dünya, Noan’ın Gazze’ye kaçırılırken motosikletin arkasında oturduğu görüntüye tanık oldu. Annesiyle konuştum. Kanseri var. Bir talepte bulundum. Ölmeden önce kızımı bir kez görüp ona sarılmak istiyorum” dedi. Noah da dahil 4 rehine kurtuldu. Annesine kavuşunca annesinin son dileği gerçek oldu. Birçok rehinenin ailesi burada bizimle birlikte. Amerikalı rehinelerin aileleri de oradaydı. Bu ailelerin acıları kelimelerle anlatılamaz. Dün onlarla tekrar karşılaştım. Ve onlara şunun sözünü verdim. “Tüm rehineleri geri alana kadar dinlenmeyeceğim” dedim. Konuştuğumuz sırada rehinelerin serbest bırakılması adına aktif bir kampanya yürütüyoruz. Başkan Biden’a teşekkür ederim. Rehineler için elinden geleni yaptı. Sayın Cumhurbaşkanımıza İsrail’e verdiği destekten dolayı teşekkür ediyorum. Ortadoğu’ya iki uçak gemisi gönderdi. İsrail’i asla unutamayacağımız en karanlık zamanında ziyaret etti.
KATLİAMA DAVET..
Bu çağrıyı ABD’ye yapıyorum. Bize aletleri çabuk verin, biz de işi hızla halledelim. Gazze’deki savaş yarın sona erebilir. Eğer Hamas teslim olursa ve tüm rehineleri serbest bırakırsa. Ancak aksi takdirde İsrail, Hamas’ın askeri yetenekleri durumunu yok etmeye devam edecektir. Bu tam bir zafer anlamına gelir. Daha azını kabul etmeyeceğiz. Hamas’ın yenilmesinden sonra yeni Gazze ortaya çıkabilir diye düşünüyorum. İsrail Gazze’yi yönetme gibi bir durum istemiyor ama güvenliği kendi elimize almalıyız. Çünkü Gazze İsrail’e tehdit oluşturmamalı.”
Türkiye’nin tepkisi geç olmadı!
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Benjamin Netanyahu’nun açıklamalarına karşılık şunları söyledi:
“Toplum, uluslararası mahkeme tarafından yargılanan, insan hakları, demokrasi ve adalet adına insanlığın tüm kazanımlarını ayaklar altına alan, bu katliamın ortakları olarak hâlâ insanlığın hafızasına kazınan toplu katili alkışlamak için ayağa kalktı. Yazıklar olsun sana…”