Gazze’deki çatışmalar çevre ve su kaynaklarını tehdit ediyor, salgın hastalık riski artıyor.
Çatışmalarda Çevresel İstismar: Gazze’nin Durumu
Çatışmaların yol açtığı çevre istismarı Gazze’de sürerken, Newcastle Üniversitesi ve Filistin Çevresel STK’lar Ağı tarafından hazırlanan rapor, bölgedeki tarımsal faaliyetlerin ciddi şekilde etkilenebileceğini ortaya koyuyor. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi‘nden Dr. Seyfi Kılıç, yer altı suyu tuzluluğundaki artışın ve savaşın neden olduğu çevre kirliliğinin tarımı uzun yıllar boyunca imkansız hale getirebileceğini belirtti.
Önemli Tarih: Çevreyi Koruma Günü
5 Kasım 2001’de Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen karar ile 6 Kasım, “Savaş ve Silahlı Çatışmalarda Çevrenin İstismarının Önlenmesi Günü” olarak anılmaya başlandı. Bu tarihin ışığında, doğanın korunması ve çevresel tahribatın önlenmesi gerektiği vurgulanıyor.
Gazzeliler Temel İhtiyaçlardan Yoksun
İsrail‘in 7 Ekim 2023’te başlattığı saldırılar, Gazzelilerin temiz su, barınma, gıda ve sağlık hizmetleri gibi temel yaşam ihtiyaçlarını karşılayamaz hale getirdi. Bu durum, bölgedeki ekosistemi tehdit ederken, üstüne bir de ekolojik yıkıma yol açıyor. Saldırılar sonucunda elektrik ve su altyapısı büyük zarar gördü. Çöp toplama hizmetleri kesildi ve sokaklarda yüz binlerce ton katı atık birikti.
Su Krizi ve Hastalık Yaygınlığı
10 Ekim’de yayımlanan rapor, Han Yunus ve El Mevasi bölgelerinde yer altı suyu tuzluluk oranının ciddi şekilde arttığını raporluyor. Bu durum, özellikle otomatik su sağlama nedeniyle zeytin ağaçlarının zarar görmesine neden oluyor. Yaklaşık yarım milyon metreküp arıtılmamış atığın bulunduğu 72 atık su göleti, su kaynaklarının kirliliğini artırıyor. Filistin Sağlık Bakanlığı’na göre, su kaynaklı hastalıklarda artış gözlemleniyor.
Gelecek Tehditleri
Dr. Kılıç, Gazze’nin su sıkıntısı sorununun köklü bir problem olduğunu ve yer altı sularına bağımlılık yüzünden yaşanan kirliliğin gelecekte daha büyük felaketlere yol açabileceğini belirtiyor. Ayrıca, Kış mevsiminde yağışların başlamasıyla birlikte, yer altı sularının daha fazla kirlenme riski taşıdığına dikkat çekiyor.
Son olarak, Gazzelilerin sağlık hizmetlerine erişiminin minumuma indirgenmesi, salgın hastalıkların artışına sebep olabilir. Kılıç, çevre krizinin ve kirliliğin önüne geçilmeden, tarımsal faaliyetlerin yeniden başlamasının mümkün olamayacağı uyarısında bulundu.
Newcastle Üniversitesi ve Filistin Çevre Örgütleri Ağı tarafından 10 Ekim’de yayımlanan “Gazze’de ekokırım: İsrail’in Gazze’deki savaşının çevresel etkisi” başlıklı çalışmaya göre, Han Yunus, El Mevasi ve El Karara’da yer altı suyu tuzluluk oranında artış tespit edildi. El Mevasi’de iç göç nedeniyle daha fazla su sağlamak için yer altı suyunun aşırı pompalanması kuyulardaki tuzluluk oranının litre başına 4000 miligrama kadar yükselmesine yol açarken bu artış, normal koşullarda litre başına 1800 miligram tuzluluk oranına sahip kuyulardan alınan suların kullanıldığı zeytin ağaçlarında zarara neden oldu ve yeni dikilen çok sayıda zeytin ağacı yok oldu. Sebze çiftlikleri ve seralardaki sulama kuyularından alınan örnekler ise yer altı suyu tuzluluk oranının savaşın ilk 5 ayında litre başına 1300 miligramdan 2200 miligrama yükseldiğini gösterdi.
Newcastle Üniversitesi ve Filistin Çevre Örgütleri Ağı tarafından 10 Ekim’de yayımlanan “Gazze’de ekokırım: İsrail’in Gazze’deki savaşının çevresel etkisi” başlıklı çalışmaya göre, Han Yunus, El Mevasi ve El Karara’da yer altı suyu tuzluluk oranında artış tespit edildi. El Mevasi’de iç göç nedeniyle daha fazla su sağlamak için yer altı suyunun aşırı pompalanması kuyulardaki tuzluluk oranının litre başına 4000 miligrama kadar yükselmesine yol açarken bu artış, normal koşullarda litre başına 1800 miligram tuzluluk oranına sahip kuyulardan alınan suların kullanıldığı zeytin ağaçlarında zarara neden oldu ve yeni dikilen çok sayıda zeytin ağacı yok oldu. Sebze çiftlikleri ve seralardaki sulama kuyularından alınan örnekler ise yer altı suyu tuzluluk oranının savaşın ilk 5 ayında litre başına 1300 miligramdan 2200 miligrama yükseldiğini gösterdi.